Giovanni Berchet

De Staël'den ilham alan Milano'nun vatansever liberalleri, romantizm davasının arkasında ağırlıklarını koydular. Sanat doğrudan ve basit olmalıdır. Doğaya ve gerçek hayattan alınmış, çağdaş veya tarihsel olsun, konusuna sadık olmalıdır. İnsan duygularını ve deneyimlerini tüm zenginlikleri ve karmaşıklıkları ile tasvir etmeye çalışmalıdır. Ve şair Giovanni Berchet'nin 1816'da İtalyan romantizminin manifestosu haline gelen eserinde söylediği gibi, 'insanların davranışlarını iyileştirmeye' çalışmalıdır. Bu amaç, geleneksel aristokrat kitlelerin dar sınırlarının ötesine ulaşmak (Berchet'ye göre kültürleri o kadar rafine ve kozmopolitti ki 'ulusal bir izlenimin her izini kaybettiler') ve 'okuyup dinleyebilen diğer tüm bireylere', yani 'halka' (eğitimsiz kitleler veya 'Hottentotlar' kayıp bir davaydı) hitap etmek anlamına geliyordu. Berchet, kalemlerinden geçimini sağlamaya çalışan Lombardiya'daki yeni bir profesyonel yazar sınıfından biriydi ve İtalya'da (biraz hayal ürünü bir şekilde) 'milyonlarca' okuyucudan oluşan 'ortak bir edebi vatan' yaratma umudunun, hem çıkarcı hem de idealist bir tarafı vardı.

(Christopher Duggan, The Force of Destiny: A History of Italy Since 1796, Penguin UK, 2008, s.119)



Yorumlar

Popüler Yayınlar