Nikephoritzes

Pısırık ve ürkek imparatorun iradesine tamamıyla ramolduğu "logothetes" Nikephoritzes'in üstün iradesi, gerek Psellos'u ve gerekse "caesar" Ioannes'i gözden düşürmeye muvaffak olmuştu. Nikephoritzes devletin dümenini eline geçirerek bir zamanlar Ioannes Orphanotrophos'un yapmış olduğu gibi, devlet gemisini aynı enerji ve aynı insafsızlıkla idare etmeye başladı. Orphanotrophos gibi Nikephoritzes de aşağı tabakadan gelmekte olup yükselişini kendi zeka ve kurnazlığına borçluydu. Otorite düşmanı feodal kuvvetler ile merkeziyetçi bir bürokrasi adına mücadeleye girişti. Tahıl ticaretini devletin tekeline bırakacak, İstanbul'a teslim edilen hububat için Tekirdağ'da bir devlet ambarı tesis edecek, serbest hububat ticaretini yasaklayıp cezalandıracak kadar ileri gitti. Zirai sahada köylü arazinin satın alınma yasağı gibi ticaretin devlet tarafından kontrolü de geçersiz olmuştu. Nikephoritzes'in aldığı tedbirler büyük hoşnutsuzluğa sebep oldu. Bunlar hububatın baş satıcısı olan büyük arazi sahiplerini zarara uğratmakta ve aynı zamanda müstehlik şehir halkı için de zararlı olmaktaydı; çünkü tekel, istihlak maddelerini sağlama almak gayesini taşımadığı gibi, aksine sadece mali gayelere hizmet ediyor ve ekmek fiyatlarını durmadan yükseltiyordu. Ekmek fiyatlarının yükselmesi ise umumi bir pahalığa sebep olduğu gibi, işçi ücretlerinin de yükselmesini beraberinde getiriyordu. Giriştiği bu tecrübede Nikephoritzes başarısız kaldı: Mikhail Parapinakes'in sükutundan sonra işkence masasında can verdi; Tekirdağ'daki hububat ambarı ise daha ihtilalden önce vuku bulan bir ayaklanma sırasında halk tarafından tahrip edildi.

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.321)

Yorumlar

Popüler Yayınlar