Yorgos Zarifis (Georgios Zariphis)
İstanbul'da finans alanında boy gösterenler sadece tanınmış aileler değildir. Çok hızlı gelişen bankacılık hiç yoktan çok büyük servetler yapabilmeye çok elverişli bir alandır. Reformların hayata geçirilmesinden itibaren İstanbul salonlarında yeni isimler dolaşmaya başlamıştır. Çoğunlukla orta sınıflardan gelen ve başarılı olmak için kullanabilecekleri tanınmış soyadları olmayan bu insanlar gelişen bir pazarın sunduğu fırsatları kollamış ve kısa zamanda zenginleşmiştir. Yorgos Zarifis, Hristakis Zoğrafos, Stefanos Skulidis, Konstantinos Karapanos ve Ioannis Sismanoglou bu "kendini yaratan insan" (self-made man) modelinin en ünlülerindendir. Bunların hiçbirinin referans gösterebilecekleri saygın bir ailesi yoktur. Ancak bu onların son derece büyük bir şöhrete kavuşmasını engellememiştir. Sözü geçen insanlar olmuşlardır. Sahip oldukları maddi olanaklar sayesinde projelerini kabul ettirdikçe sözleri daha fazla dinlenir olmuştur. İlişkili oldukları mason locaları, bilimsel kuruluşlar ve toplumsal dayanışma derneklerinden aldıkları fikirlerle özellikle eğitim ve sanat alanında insancıl girişimleri arttırırlar.
1870'lerin ortalarından başlayarak bu paralı ve güçlü insanlar bazı faaliyetlerini Osmanlı sınırları dışına taşır. Bunlar iş dünyasında yaygın görülen uygulamalardır. Çoktan küreselleşmiş bir ekonomi içinde tutunabilmek için çeşitli alanlara yayılmak ve devletlerarası sınırları aşarak büyük çaplı coğrafyalarda çalışmak gerekir. Madalyonun diğer yüzü ise; her yere gide gide kentli (İstanbullu) olmaktan uzaklaşmakta olmalarıdır.
(Meropi Anastassiadou-XIX.Yüzyıl İstanbul'unda Rumlar s.196-197)
Kalmaya karar verenler arasında Yorgo Zarifis kesinlikle çok önemli bir figürdür. 6 Eylül 1807'de Epir kökenli bir ailede doğmuş, 18. yüzyıl sonunda İstanbul'a yerleşmiş, çocukluğu ve yeniyetmeliği İstanbul, Odessa ve Anabolu (Nafplion) arasında geçmiştir. Boğaz kıyılarına döndüğünde 25 yaşındadır. Kalabalık ve iflas etmiş bir ailenin büyük ve sorumluluk sahibi oğlu olarak iş hayatına zengin tahıl tüccarı, yine Epirli ama Yunan isyanı yıllarında İstanbul'da kalmış olan Dimitris Zafeiropoulos'un yanında başlar. Gayreti ve çalışkanlığıyla Zafeiropoulos'un pek çok alacağını kolayca tahsil etmesi patronunu etkiler ve Zafeiropoulos ona ortaklık ve kızı Eleni ile evlenmesini teklif eder. (1836) Ancak aynı yıllarda tahıl ticaretini vuran krizden Zafeiropoulos da etkilenir. İflastan kurtulur ama sermayesini kaybeder. Bu arada Eleli'nin drahoması da harcanır. Yorgo Zarifis Eleni'nin ağabeyi Stefanos Zafeiropoulos ile ortak olur ve birlikte iki merkezli (İstanbul ve Marsilya) yeni bir şirket kurarlar. İlk başta aile şirketi gemisini yeniden yüzdürebilmek amacıyla alınan bu cüretli karardan on yıllar boyunca İstanbul ve belli başlı Akdeniz limanlarında hüküm sürecek olan Zarifis&Zafeiropoulos firması doğar.
Firmanın İstanbul kolu kısa süre sonra bankacılık sektörüne girer. Yorgo Zarifis Osmanlı Devleti Genel Ortaklığı, İstanbul Bankası, Osmanlı Ticaret Şirketi, Avusturya Osmanlı Kredi Bankası gibi kurumların yönetiminde yer alır. 1872 ilkbaharında ise Osmanlı Madenleri Şirketi kurulur, Stefanos Zafeiropoulos ve Yorgo Zarifis isimleri şirkette ön planda yer alır. Derken yeni bir açılış daha gerçekleşir: Ocak 1873'te başka Rum bankerlerin ortaklığıyla (Baltazzi, Karapanos, Zoğrafos) Sanayi Kredi Bankası kurulur. Bu faaliyetler kronolojiye bakıldığında Zarifis'in kısa zamanda muazzam bir servet yaptığı görülür: 1870 yılı başından 1873 yılının mayıs ayına kadar, yani Viyana borsasının hemen çöküşünden önce.
Zarifis'in ekonomik durumuyla ilgili bir fikir edinmek için öldüğünde çocuklarına Teselya, Trakya ve Mezopotamya'da üç malikane bırakmış olduğunu söylemek yeterlidir. Zarifis anılarında Mezopotamya'daki mülkün 60.000 hektar olduğunu söyler!
Yorgos Zarifis'in Aralık 1839'da evlendiği Eleni'den üç oğlu Leonidas, Periklis ve Stefanos ve iki kızı Sofia ve Therese olmuştur. 1846'da Haliç kıyısında Balat'ta oturan aile gözden düşmekte olan bu semti terk edip Pera'ya yerleşir. Yorgos Zarifis ölünceye kadar (27 Mart 1884) ailesiyle birlikte İstanbul'da yaşamış ve yaşıtlarından kayıtsız şartsız büyük bir saygı görmüştür.
Yorgos Zarifis yaşarken İstanbul sosyetesinde çok büyük saygı görmüştür. Ölümünden sonra ona duyulan bu saygıdan çocukları da faydalanmıştır. Aile öylesine büyük bir şöhret kazanmıştır ki en şiddetli saldırıları bile göğüsleyebilecek güce ulaşmıştır. Öyle ki Yorgos Zarifis'e 1885'te, ölümünden bir yıl sonra Isufakis Eksertzis'in mirasını gasp ettiğine dair atılan iftiralar kamuoyundaki imajını hiç sarsmamıştır. Hatta bu İstanbul ve Atina basınında büyük protestolara yol açmış, gazeteler ağız birliği ederek merhumun anısında saygıyla sahip çıkmıştır.
(Meropi Anastassiadou-XIX.Yüzyıl İstanbul'unda Rumlar s.200-201-202-203-204)
Yorumlar
Yorum Gönder