Theoktistos

8. yüzyılın sonunda tasvirler kültünün geçici olarak canlandırılması gibi, bunun kesin olarak yeniden kabulü ve yerleşmesi de Theophilos'un ölümünden sonra, yine bir kadının hakimiyeti devresinde vuku buldu. Çünkü Theophilos öldüğünde oğlu ve halefi III. Mikhail henüz üç yaşında bulunduğu için niyabeti onun namına imparatorun dul zevcesi Theodora üzerine almıştı. Resmi olarak küçük imparatorun hayatta olan en yaşlı ablası Thekla da naipler kuruluna dahil bulunmaktaydı; çünkü onun resmi de sikkeler üzerinde Mikhail ve Theodora'nın tasvirleri yanında yer aldığı gibi Thekla'nın adı saltanat protokolünde de zikrolunmaktadır. Ancak anlaşıldığına göre o kendisini devlet işlerinden tamamıyla uzak tutmuştur. Theodora'nın yanında yer alan ve patriğin rızasıyla tasvirler kültünü yeniden canlandıran naipler kurulunun en önemli üyeleri imparatoriçenin iki kardeşi Bardas ve Petronas, muhtemelen Theodora'nın dayısı ve amcası olan Sergios Niketiates ve hepsinden de önemli olarak Theodora'nın gözdesi Theoktistos idiler. Büyük kısmının doğu menşeli olmasına rağmen yeni hükümetin tasvirler kültünün ihyasını ilk ve en önemli görev sayması dikkate şayandır. Ioannes Grammatikos'un azlinden ve patriklik tahtının Methodios'a tevdi edilmesinden sonra toplanan bir synod 843 yılı martında tasvirler kültünün yeniden kabulünü törenle ilan etti. Bu olayın anısına Grek-Ortodoks kilise her yıl "Tesserakoste'nin ilk pazar gününde "doğru inanç bayramını" tasvir düşmanlığına karşı kazanılan zafer ile birlikte kutlamaktadır.

Devlet politikasının idaresi bütünü ile kısa zamanda, baş rakibi Bardas'ı hareketsiz hale getirip imparatoriçenin yegane müşaviri haline gelen "logothetes" Theoktistos'un eline geçti. Yüksek kültürlü bir kimse olan Theoktistos Bizans'ta ilim ve irfanı himaye ederek imparatorluğun kültürel atılım devrini hazırlamaya gayret etti; yürüttüğü akıllıca mali siyaset devlete büyük altın ihtiyatları sağladı. Theodora ve Theoktistos, patrik Methodios tarafından da desteklenmek suretiyle, kısa süre önce hüküm sürmekte bulunan sistemin (tasvir kırıcılık) tasfiyesinde dikkat ve ihtiyat ile hareket ettiler ve tasvir kırıcılığın bir zamanki yandaşlarına karşı büyük bir ılımlılık gösterdiler. 

Tasvirler kültünün tekrar canlandırılmasından sonra derhal Araplara karşı mücadele ele alındı. Theoktistos kuvvetli bir donanma ile Girit'e yelken açtı ve pek kısa bir zaman için dahi olsa burada Bizans egemenliği yeniden kurulmuş oldu. Bu geçici başarı, Bizanslılar Boğaziçi'ne dökülen Mavropotamos kenarında daha 844 yılı içinde ağır bir bozguna uğradıkları cihetle, hemen hemen hiç etkili olmadı. Arapların Bizans arazisi içinde derinliğine bu kadar ilerlemeye cesaret edebilmeleri, halife el-Mutasım'ın başarılı seferlerinin bir sonucu idi. Bununla birlikte iç mücadeleler el Mutasım'ın halefini Bizans ile barış yapmaya zorladı ve Bizans-Arap sınırında, Lamos nehri kenarında, karşılıklı esir mübadelesi yapıldı. (845/46).

Bizans devletinin büyük siyasi ve kültürel parlama devri ise ancak, genç imparator III. Mikhail'e hükümdarlık haklarını kullanmak imkanını veren ve devlet işlerinin idaresini onun dayısı Bardas'ın ellerine tevdi eden 856 yılındaki hükümet darbesinden sonra başladı. Bardas ve Mikhail, Theodora ve Theoktistos tarafından idare olunan rejimden zarar görenler sıfatiyle tabii müttefik idiler. Çünkü bütün iktidarı eline geçirmiş bulunan Theoktistos tarafından bir kenara itilmiş olmak Bardas'a ne kadar acı geliyor idiyse de, ergin yaşa ulaşmış imparatora da annesinin vesayeti o kadar ağır gelmekteydi; Theodora sadece onun hükümranlığına mani olmakla kalmıyor, özel hayatına da müdahale ediyordu; Onu metresi Ingerina'dan ayırmış ve Eudokia Dekapolita ile evlenmeye zorlamıştı. Bardas genç imparatorla anlaşarak imparatoriçenin haberi olmadan saraya döndü. Theoktistos imparatorluk sarayında III. Mikhail'in gözleri önünde öldürüldü. Bundan sonra Mikhail senato tarafından hükümran olan hükümdar ilan olundu. Kızları bir manastıra kapatılırken Theodora da hakimiyeti bırakmaya mecbur edildi. İki yıl sonra kardeşi Bardas'a karşı başarısız bir darbe teşebbüsünde bulunan Theodora kızlarının kaderini paylaşmak zorunda kaldı. 

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.204-205-206-207-208)



Yorumlar

Popüler Yayınlar