I. Photios (Ekümenik Patrik)
Bardas şu an Bizans devletinin gerçek idare edicisi idi. Selefi olan eski rakibini cevvaliyet bakımından ve devlet adamlığı kabiliyetleri ile geçmekte idi. Onun zamanında Bizans devletinin yaklaşmakta olan büyük siyasi yükselişinin işaretleri açık olarak belirmektedir. Bardas'ın Magnaura sarayında kurduğu yüksek mektep Bizans ilim ve irfanının önemli bir merkezi olmuştur. Burada o zamanki dünyevi ilimlerin her dalı ele alınıyordu. Aydın devlet yöneticisi bu yüksek okula en kudretli bilginleri tayin etmişti. Bunların başkanlığına da, tasvir kırıcıların öncüsü Ioannes Grammatikos'un yeğeni olan ansiklopedik bilgin matematikçi Leon getirmişti. Asrının en büyük alimi ve hocası olan Photios da bu mektepte faaliyet gösteriyordu.
Devlet idaresindeki değişiklik kilise idaresinde de değişikliği beraberinde getirmişti. Yeni naip ile daha önceki hükümete ve zelot'lar partisine bağlı bulunan Ignatios'un işbirliği yapmaları mümkün değildi. Ignatios istifaya zorlandı ve 25 Aralık 858'de alim Photios patriklik tahtına çıktı. Bizans kilisesi için heyecanlı ve fakat görüp yaşadığı en büyük devre başlamış oldu. Photios, İstanbul patrikliği makamına yükselmiş olanların en göze çarpıcısı ve diplomat olarak en ustası idi.
Ignatios yanlıları ile münazaaya dalmış olan Photios Roma ile mücadeleyi ne arzulamış ne de beklemişti. Ancak onun patriklik tahtına yükseltilmesinden birkaç ay önce papalık tahtına I. Nicolaus çıkmış bulunuyordu: Hayatının gayesi Roma'nın cihanşümüllüğünün sağlamlaştırılması olan cüretkar bir politikacı. Papap en yüksek hakim sıfatiyle Bizans kilisesi içinde çıkan kavgaya müdahale ederek Ignatios tarafını tuttu ve patrikliğe geçişinin kilise kanunlarına uygun olmayan şekline işaret ederek Photios'u tanımaktan istinkaf etti. Photios'un patrikliğe seçilmesi gerçekten kanuna aykırı idi. Ancak I. Nicolaus, hristiyanlığın başı olmak sıfatıyla batıda olduğu gibi doğuda da kilise işlerinde en son kararın kendisine ait olduğu mütearifesinin yerleşmesine önem vermekteydi. Bu fikrinde ısrarı sebebiyle, İstanbul'da Photios'un üstün diplomatlık sanatı önünde teslim olarak Photios'un seçimini ve Ignatios'un azlini tasdik eden bir konsilin kararlarını kabul etmelerine rağmen, inadından vazgeçmedi. İstanbul'un temsilcilerini reddederek Lateran kilisesinde topladığı bir synod'a İstanbul konsili kararlarının zıddı bir karar aldırıp Photios'u azledilmiş ilan ettirdi (863).
(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.209-210-211)
Roma'nın düşmanı sıfatiyle Photios sadece Bizans kilisesinin bağımsızlığının değil, Bizans devletinin en hayati çıkarlarının savunucusu, sembolü haine geldi. Bardas ve imparator III. Mikhail, kayıtsız şartsız büyük patriği desteklediler. İmparator papaya, Bizanslılığın bağımsızlık ve üstünlüğünü emsalsiz bir gururla ifade eden bir mektup gönderdi. 867'de imparatorun başkanlığında İstanbul'da toplanan bir synod papa I. Nicolaus'u afaroz ve Kutsal Ruh hakkındaki Roma doktrinini sapıklık olarak mahkum ederek Roma'nın Bizans kilise işlerine müdahalesini kanun dışı ilan etti.
(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.216)
Her Bizans hükümdarı gibi I. Basileios da kilise işleri ile yoğun bir şekilde meşgul oldu. Tahta çıkar çıkmaz, tarihi mücadelesinin en kesin anında Photios'u arkadan vurarak bir manastıra hapsettirdi. Bundan sonra Ignatios'u patriklik tahtına geri getirerek Roma ile yeniden bağlantı kurdu. Bizans son yıllarda cereyan eden olaylardan ders aldığı için bu sefer Bulgarlara karşı daha olumlu davrandı: İmparator patrik Ignatios'a Bulgaristan için bir başpiskopos ve birkaç piskopos takdis ettirdi. Bulgar kilisesi İstanbul patrikliğinin yüksek hakimiyet haklarını kabul etmekle beraber bir nevi muhtariyet elde etmiş oluyordu.
İmparator Basileios, iktidara geldikten sonra kilise siyaseti bakımından yaptığı değişikliğin hiçbir şeye yaramamış olduğunu anlamak zorunda kalmıştr. Daha 875 yılında Photios'u İstanbul'a geri getirerek oğullarının eğitim ve öğrenimini ona tevdi etti. 23 Ekim 877'de ihtiyar Ignatios ölünce de bu tarihten üç gün sonra Photios ikinci defa patriklik tahtına çıktı ve bu sefer Roma tarafından da tanındı.
(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.218-219-222)
Konstantinos'un zamansız ölümünden sonra (879) veliahdlik hakkı, babasının kendisine karşı duyduğu izhar ettiği antipati ve güvensizliğe rağmen Leon'a geçmişti. I. Basileios ilk oğlunun erken ölümünü bir türlü hazmedememiş ve hayatının son yıllarını ağır bir maneviyat kırıklığı içinde geçirmişti. 29 Ağustos 886'da avlanırken kazaya uğrayarak öldü. Tahta çıktıktan sonra VI. Leon büyük patriği bertaraf ederek patriklik makamını genç kardeşi Stephanos'a tevcih etti. Photios şimdi tarih sahnesinden kesin olarak çekilmektedir ve Armenia'da sürgünde bulunurken ölüp gitmiştir.
(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.225)
Yorumlar
Yorum Gönder