I. Nicolaus (Papa)

Ignatios yanlıları ile münazaaya dalmış olan Photios Roma ile mücadeleyi ne arzulamış ne de beklemişti. Ancak onun patriklik tahtına yükseltilmesinden birkaç ay önce papalık tahtına I. Nicolaus çıkmış bulunuyordu: Hayatının gayesi Roma'nın cihanşümüllüğünün sağlamlaştırılması olan cüretkar bir politikacı. Papap en yüksek hakim sıfatiyle Bizans kilisesi içinde çıkan kavgaya müdahale ederek Ignatios tarafını tuttu ve patrikliğe geçişinin kilise kanunlarına uygun olmayan şekline işaret ederek Photios'u tanımaktan istinkaf etti. Photios'un patrikliğe seçilmesi gerçekten kanuna aykırı idi. Ancak I. Nicolaus, hristiyanlığın başı olmak sıfatıyla batıda olduğu gibi doğuda da kilise işlerinde en son kararın kendisine ait olduğu mütearifesinin yerleşmesine önem vermekteydi. Bu fikrinde ısrarı sebebiyle, İstanbul'da Photios'un üstün diplomatlık sanatı önünde teslim olarak Photios'un seçimini ve Ignatios'un azlini tasdik eden bir konsilin kararlarını kabul etmelerine rağmen, inadından vazgeçmedi. İstanbul'un temsilcilerini reddederek Lateran kilisesinde topladığı bir synod'a İstanbul konsili kararlarının zıddı bir karar aldırıp Photios'u azledilmiş ilan ettirdi (863).

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.210-211)

Hristiyanlaşma Bulgaristan için sadece kültürel gelişme bakımından büyük bir ilerleme anlamına gelmekle kalmıyor, ayrıca genç devletin Slavlaşması ve bununla etnik bakımdan kaynaşması oluşumunu sona erdiriyordu. Ülkenin hristiyanlaşması ve Slavlaşması aleyhine ayaklanan eski Bulgar asalet sınıfının muhalefetini Boris-Mikhail bastırarak boyar'lardan 52'sinin boynunu vurdurdu. Bizans devletinin maksadı Bulgar kilisesini bir Grek piskoposunun idaresinde İstanbul patrikliğine bağlamak idi. Boris-Mikhail ise genç kilisesi için bir Bulgar patriği idaresinde tam bir bağımsızlık elde etmek gayreti içindeydi. İsteklerine uyulmayınca Bizans'a sırt çevirerek Roma'ya döndü. I. Nicolaus, Bulgaristan'a legat'larını gönderdi ve bunlar büyük bir şevk ve gayretle işe giriştiler; öyle ki Bulgaristan tamamıyla Roma seline kapılmış görünüyordu. Bizans şaşkınlık içinde, bu komşu Slav devletinin nasıl elinden kayıp gittiğini ve Roma nüfuz alanının nasıl kendi canevine kadar yayıldığını görmekteydi.

Roma'nın düşmanı sıfatiyle Photios sadece Bizans kilisesinin bağımsızlığının değil, Bizans devletinin en hayati çıkarlarının savunucusu, sembolü haine geldi. Bardas ve imparator III. Mikhail, kayıtsız şartsız büyük patriği desteklediler. İmparator papaya, Bizanslılığın bağımsızlık ve üstünlüğünü emsalsiz bir gururla ifade eden bir mektup gönderdi. 867'de imparatorun başkanlığında İstanbul'da toplanan bir synod papa I. Nicolaus'u afaroz ve Kutsal Ruh hakkındaki Roma doktrinini sapıklık olarak mahkum ederek Roma'nın Bizans kilise işlerine müdahalesini kanun dışı ilan etti.

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.215-216)




Yorumlar

Popüler Yayınlar