Aziz Methodios

Rus saldırısı, devleti Hazarlarla olan ilişkisini yeni bir elçi heyeti vasıtasıyla tazelemeye sevketti. Bu elçiliğin misyonerlik görevleriyle de vazifelendirmesi ve başına, dahiyane filolojik kabiliyeti ve çok yönlü bilgisi sayesinde Hazar devletinde yahudi ve müslüman etkilerine karşı hristiyan din ve kültürünün çıkarlarını herkesten daha iyi temsil edebilecek bir şahsiyet olan, Selanik piskoposu genç Konstantinos'un (Kiril) geçmesi Bizans'ta hakim olan yeni ruhu göstermek bakımından dikkate şayandır.

Konstantinos ve kardeşi Methodios'u İstanbul'a bir elçi heyeti göndererek ülkesine misyoner yollanmasını rica eden Moravya hükümdarı Ratislav'ın çağrısı, çok daha önemli bir görevle karşı karşıya getirdi. Bu suretle Bizans için de nüfuzunu yeni, çok uzak bir diyara yaymak ve iki ülke arasında bulunan Bulgaristan üzerine baskı yapabilmek imkanı doğmuş oluyordu. Bu önemli vazifeyi Selanikli kardeşlere tevdi etmiş ve Slav ülkesinde yeni dini Slav dilinde yaydırmış olması Bizans devlet ve kilise idaresinin uzak görüşlülüğünü ispat eden bir vakıadır.  Konstantinos (Kiril) önce bir Slav yazısı (glagolitik alfabe) yarattı ve bundan sonra Kutsal Kitab'ın Slavcaya tercümesine girişti. Selanikli kardeşler Moravya'da ibadetleri de Slav dilinde yaptılar. Böylece misyonerlik faaliyetinin başarısı sağlanmış oluyordu. Yazılarını, kendilerine özgü edebiyat ve kültürlerinin başlangıcını bu kavimler işte bu Selanikli kardeşlere "Slavların havarilerine" borçludurlar. 

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.213-214)



Yorumlar

Popüler Yayınlar