Stavrakios (I. Nikephoros'un oğlu)

I. Nikephoros ile ile devletin başına yine muktedir bir hükümdar geçmiş bulunuyordu. Nikephoros kilisenin adamı değildi; ruhani sınıftan imparatorluk emrine tabi olmasını talep etmişti, ama ortodoks idi ve prensip bakımından tasvirler kültüne bağlıydı. Oğlu ve veliahdi Stavrakios'u İrene'nin akrabalarından Atinalı Theophano ile evlendirme suretiyle, kendisinden önceki idarenin tasvirlere dost tutumunu muhafazaya kararlı olduğunu belirtmişti. 

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.173-174)

Avar devletinin Büyük Karl tarafından imhası, Pannonia Bulgarlarını da Avar boyunduruğundan kurtarmıştı. Bulgar devleti bu yüzden daha büyük bir kudret ve araziye sahip oldu. Pliska'daki Bulgar tahtına, anadan doğma mücadele ve fütuhat heveslisi bir savaşçı olan Pannonia Bulgar kabile reislerinden Krum geçti ve kısa zamanda Bizanslıların umacısı haline geldi. 811 ilkbaharında I. Nikephoros büyük bir ordu ile sınırı aşarak, Krum'un barış teklifine aldırmadan Pliska üzerine yürüdü; Bulgar başşehrini tahrip ederek Han'ın sarayını yaktırdı. Muzaffer imparator kendisinden büyük bir mahviyetle rica edilen barışı tekrar reddetti; Bulgar devletini ortadan kaldırmakta tam kararlıydı. Adamlarıyla dağlık bölge kaçmış olan Bulgar hanını takip etti. Ancak felaket onu burada yakaladı. Dağ geçitlerinde Bizans ordusu Krum tarafından kuşatılarak son ferdine kadar kılıçtan geçirildi. (26 Temmuz 811) Bizzat İmparator maktul düşmüştü; muzaffer han onun kafatasından, verdiği ziyafetlerde boyarlarının şerefine kaldırdığı bir şarap kadehi yaptırdı. Üstünlüğünü savaşın ilk safhasının yeteri kadar açık olarak belirttiği Bizans yerlere serilmiş yatarken, kısa süre önce barış için yalvarmış bulunan Krum şanlı, şöhretli bir zafer kahramanı olmuştu. Kendisine emniyeti ölçüsüz derecede artmış ve fütuhat arzularına hayal edilmesi bile güç bir ufuk açılmıştı. İmparatorluk için karanlık ve endişe dolu yıllar başlamaktaydı.

İmparator Nikephoros'un hayatına mal olan savaşta, oğlu ve veliahdi Stavrakios ağır bir yara almış olmakla beraber, birkaç adamıyla Edirne'ye kaçabilmiş ve burada İmparator ilan edilmişti. Taç ve taht sorunu ölüme mahkum hükümdarın, kendisinden sonra idareyi eline alacak olan kimseyi taçlandırmak üzere götürüldüğü İstanbul'da çözümlenecekti. Çocuğu bulunmayan imparatorun en yakın akrabası, eniştesi Mikail Rangabe tahtın tabii adayıydı. Onun imparatorluğa yükseltilmesi hem imparatorun savaş arkadaşları hem de patrik Nikeporos tarafından talep edilmekteydi. Bu çözüm şekline ise ölüm halindeki İmparatorun karısı Atinalı Theophano itiraz etti. Kanuni yoldan elde edilmesi mümkün olmayan çözümü bir hükümet darbesi getirdi: 2 Ekim'de Mikail Rangabe hipodromda ordu ve senato tarafından imparator ilan edildi ve birkaç saat sonra da Ayasofya'da patrik Nikephoros tarafından taçlandırıldı. Bu olup bitti karşısında Stavrakios tahttan feragat ederek keşiş libasını giydi, fakat daha üç ay ölümle pençeleşti. 

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.182-183-184)




Yorumlar

Popüler Yayınlar