Laibach Kongresi (1821)

Avrupa’daki kurulmak istenen dengelerin ilk temelleri 1815 yılında imzalanan Viyana Antlaşması ile atıldı. Bu antlaşma ile büyük devletler “Avrupa’da çıkacak bütün olaylarda birbirlerine yardım ve destek vereceklerini… dini, barış ve adaleti koruyacaklarını” ilan ettiler. Viyana kongresinde alınan bu kararlar için Avusturya başbakanı Metternich’e en büyük desteklerden birini Yunanlıların isyana başlamadan önce yardım bekledikleri Rus Çarı Alexandr vermişti. Viyana Kongresi ile Avrupa’nın monarşik yönetimleri Napolyon Savaşlarından sonra bütün Avrupa’ya yayılan ve XIX. yüzyıl boyunca Avrupa’nın dengelerini altüst edecek milliyetçilik ve liberalizm akımlarının etkilerinden korunmak istiyorlardı. Bu amaçla Avrupa’nın beş büyük devleti dönemsel kongreler yapmaya karar verdiler. Bu kongreler ile büyük devletlerarasında bir denge sağlanacak ve bunlardan hiç birinin tek başına Avrupa’nın büyük bir bölümü üzerinde egemenlik kurmasına izin verilmeyecekti. Viyana Kongresi’nden sonra; 1818 yılının sonbaharında Aix-la Chapelle Konferansı, 1820’de Troppau, 1821’de Laibach ve 1822 yılında Verona konferansları bu amaca hizmet etmek için düzenlendi. Büyük güçler bu konferanslarda aralarındaki bazı spesifik konular üzerinde antlaşmaya vardılar. O dönemde bu metodun Avrupa’daki güç dengelerinde istikrar sağlayacağına inanan birçok devlet adamı ülkelerinde güçlü konumlardaydı. Bu kongrelerde devletler birbirlerine karşılıklı koruma garantileri vererek, isyancılara destek vermeyeceklerini belirttiler. Böylece kongrelerde alınan kararlar ile Avrupa için genel hukuk kurallarının çerçeveleri çiziliyordu.

Yunan ayaklanması 1821’de Boğdan’da başladığı sırada, 1820’de İtalya’da başlayan devrim hareketlerini görüşmek üzere düzenlenen Laibach Kongresi toplantı halindeydi. Her türlü devrimci harekete karşı müdahale kararı alan büyük devletler Yunan isyanını da meşru otoriteye karşı başlatılan bir devrim olarak değerlendirdiler. Bununla birlikte, isyana karşı ortak bir müdahaleden bahsedilmeden sadece isyanın tanınmadığı açıklandı ve Osmanlı Devleti’nin sorunu kendisinin çözmesi gerektiği şeklinde bir karar alındı. Kongrede bulunan ve Balkanlardaki Ortodoksların hamiliğini yapan Rus Çarı Aleksandr’da kongrede alınan kararlara uyarak, Aleksandr İpsilantis’in bu isyan girişiminden dolayı lanetlenmesi gerektiğini söyleyerek Aleksandr İpsilantis ve kardeşlerini Rus ordusundan attı.

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 217-218)



Yorumlar

Popüler Yayınlar