Gregor IV Ghica
Rus Çarı bir yandan Prusya’nın desteğini sağlamaya çalışırken diğer yandan özel temsilcisi Tatişev’i 1822 yılının ilk haftasında Viyana’ya Avusturya- Macaristan’ın başkentine gönderdi. Tatişev’in çalışmaları ve Metternich’in isteği ile 1821 yılının Eylül ayında Viyana’da Çar’ın, Castelreagh’ın ve Metternich’in katılacağı bir küçük konferans düzenlendi. Ancak bu mini konferans Yunan sorununa bir çözüm getirmekte başarısız oldu. Bu konferansta Rusya, Yunan isyancıların af edilmesini, Eflak ve Boğdan’daki Osmanlı askerlerinin çekilmesini, Osmanlı Devleti’nin Boğazlarda aldığı tedbirlerin kaldırmasını, Ortodoks Hristiyanlara saygı gösterilmesini içeren önerilerini sunmuştu. Rusya ayrıca önerileri Osmanlı tarafından kabul edilmezse Osmanlı’nın topraklarının bir kısmının işgal edilerek Osmanlı Devleti’nin buna zorlanmasını da istedi. Avrupalı devletlerin hiç birinin fikri alınmadan Rusya tarafından hazırlanmasından ötürü bu önerilerin bahsedilen devletler tarafından kabul edilmesi imkânsızdı. Esasen Avrupalı Devletler Rusya’nın Yunan isyanına mı dâhil olmasını kendi çıkarları açısından zararlı görüyorlardı. Rus Çarı bu önerilerle Yunan sorununu tekrar tanımlıyor ve Avrupalı Devletlerin bazı kararlar alması gerektiğini belirtiliyordu. Metternich bu maddelerden sadece af maddesini dikkate almış diğer maddeleri reddetmişti. İngiltere ise Rusya’nın bu teklifine çok sert bir dille karşı çıktı. Zira Castlereagh tarafsızlıkta kararlıydı, bir Yunan devleti görmek istemiyordu.
İngiltere, Viyana’da Rusya’nın ultimatom niteliğindeki bu önerilerinin ardından olası bir Rus-Osmanlı savaşını önlemek için tekrar harekete geçmeye karar verdi. İngiltere’nin düşüncesi Rusya’nın isteklerini bir kısmını Osmanlı Devleti’ne kabul ettirerek savaşın önüne geçmekti. Bu düşünce ile İngiltere’nin İstanbul elçisi Strangford Eflak ve Boğdan’daki uygulamaları beğenmediği gerekçesiyle Bâb-ı âlî’ye başvurdu. Osmanlı Devleti bu sert başvuru üzerine 15.05.1822 tarihine kadar Eflak ve Boğdan’ı boşaltacağını ve Romen asıllı prenslerin 10-15 gün içinde Tuna vilayetlerine atanacaklarını bildirdi. Gerçekten de Osmanlı Devleti 13 Temmuz 1822’de Eflak’a Gregor Ghica’yı, Boğdan’a da Joan Sandu Sturza’yı atadı.
(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 227-228)
Yorumlar
Yorum Gönder