Tansu Çiller

Mal varlığıyla ilgili soruşturma önergesi Meclis Genel Kurulu'nda oylanırken Tansu Çiller DYP grubunu topladı ve ‘‘Ben hesabımı tam dokuz defa verdim, onuncusunu da veririm’’ dedi. Benzer sözleri 300 küsur yıl önce bir başka ‘‘devletlû’’ kadın, Kösem Sultan da etmiş, ‘‘Ben dört devlet sürmüşüm, beşincisini de sürerim’’ demişti. Kösem'in sonra gırtlağını sıkıp kafasını kırdılar ve işi garantiye almak için perde ipiyle boğdular...

Tansu Çiller'in DYP Grubu'nda geçen günkü konuşmasını bilmem dinlediniz mi? Mal beyanından sözedip ‘‘Ben hesabımı tam dokuz defa verdim, onuncusunu da veririm’’ dediği sırada Genel Kurul onun hakkındaki soruşturma önergesini karara bağlıyor ve Yüce Divan'ın kapısını aralıyordu...

(Murat Bardakçı, 19 Nisan 1998, Hürriyet)

----------------------------------

Şiir modasına Tansu hanım da uydu ve 26 Nisan günü Kalecik'te Mehmed Akif'ten birkaç mısra okudu. Gazeteler, mısraları birinci sayfalarından verdiler.

Daha önceleri ‘‘siperimizi göğüs ettik’’, ‘‘Gökberk Abideleri’’, ‘‘Boğazlanan Kaymakam’’ gibisinden fasih Türkçe numuneleri sergileyen hanımefendi şiiri de bozdu ve en önemlisi bazı mısraları telâffuz etmedi... Basınımız ise, ‘‘Çiller şiiri hatasız bir şekilde okudu’’ diye yazdı.

İşte, Tansu Çiller'in okuduğu ‘‘yanlış’’ mısralar:

‘‘Zulmü alkışlayamam / Zalimi asla sevememem / Gelenin keyfi için kalkıp geçmişe sövemem / Hele hak namına haksızlığa ölsem evet diyemem / Kanayan bir yara gördü mü yanar ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim kırbaç yerim / Ama aldırma da geç diyemem aldırırım / Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kollarım’’

Ve, şiirin Mehmed Akif'in ‘‘Safahat’’ında yer alan ‘‘aslı’’:

‘‘Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevememem / Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem / Biri ecdâdıma saldırdı mı hattâ boğarım / Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan koğarım / Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam / Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam / Doğduğumdan beridir aşıkım istiklâle / Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle / Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum / Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boyunum / Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim / Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım / Çiğnerim, çiğnenirim Hakk'ı tutar kaldırırım’’

Tansu hanım mısraları bozmakla da kalmadı, önemli bir yeri de atıverdi: ‘‘İrticâın şu sizin lehcede mânâsı bu mu?’’ mısraını... Sansürün sebebini ve şiirin tamamını merak edenler bir zahmet Akif'in Safahat'ının ‘‘Asım’’ kısmına bakıversinler...

(Murat Bardakçı, 3 Mayıs 1998, Hürriyet)

----------

Siyaset sözlüğümüz Tansu hanım sayesinde gün geçtikçe zenginleşiyor. Yeni, yepyeni kelimeler kazanıyor ve hacmi giderek genişliyor...

İşte, bunun son örneği:

Hanımefendi iki gün önce Bursa'da konuştu ve Başbakan Mesut Yılmaz'ı dine saldırmakla suçlayıp ‘‘Adın Yılmaz değil, Deccal olsa ne yazar?’’ dedi. Böylelikle ‘‘Jeanne d'Arc’’ ve ‘‘şerefsiz onbaşı’’ gibi kavramlardan sonra sözlüğe yepyeni bir kelimeyi, ‘‘Deccal’’i de ilâve etti.

Tansu hanımın konuşmasında ‘‘Deccal’’ bahsinin geçtiği kısmın tamamı ‘‘Adın Yılmaz değil Deccal olsa ne yazar? ...Camiyi başörtüsünü irtica sebebi sayanlarla ve müslümanlıkla irticayla birbirine karıştıranlarla inançlarından dolayı benim insanlarıma baskı yapanlarla mücadelemiz çok çetin olacaktır’’ şeklindeydi.

(Murat Bardakçı, 10 Mayıs 1998, Hürriyet)




Yorumlar

Popüler Yayınlar