Martina (Herakleios'un İkinci Eşi)

Herakleios'un aile hayatı da acıklı bir şekilde gelişti. Taç giydiği gün Fabia-Eudokia ile evlenmiş ve bundan bir kızı ve bir oğlu, Herakleios Neos Konstantinos doğmuştu. Fabia- Eudokia saralı olup oğlunun doğumundan birkaç ay sonra vefat etti (612). Bundan birkaç yıl sonra imparator yeğeni Martina ile evlendi. Bu izdivaç çok fena karşılandı. Kilise ve halk bunu gayrimeşru addetmekteydi. Martina'dan İstanbul'da nefret olunuyordu. Fakat tebaasının bu kinine mukabele İmparator, sevincini, kederini onunla paylaşan ve en güç seferlerde yanından ayrılmayan ikinci karısına büyük bir aşkla bağlıydı. Haris kadının, Fabia-Eudokia'nın doğurmuş olduğu oğlanın hakkını yiyerek veliahdliği kendi çocuklarına sağlamak istemesi, halkın ona karşı duyduğu kini bütün bütün arttırmıştı. Bu meseleden zuhur eden aile anlaşmazlığı imparatora zaten acılaşmış olan hayatının son günlerini büsbütün zehir etmiş, onun ölümünden sonra ise devleti ağır karışıklıklar içine atmıştı 11 Şubat 641'de Herakleios büyük ıstıraplar içinde öldü. 

İlk oğlu Konstantinos'un imparatorluk hakkını elinden almaksızın Martina'nın çocuklarına hükümdarlığa iştirak sağlamak gayretiyle Herakleios, devleti iki en yaşlı oğluna bırakmıştı. Büyük yaş farkına rağmen bu iki yarı kardeş Herakleios'un vasiyeti mucibince aynı hakka sahip hükümdarlar olarak devleti beraberce idare edeceklerdi. Bizzat Martina'ya da devlet işlerinde bir nüfuz sağlayabilmek için Herakleios vasiyetnamesine onun her iki imparator tarafından da "anne ve imparatoriçe" addedilmesi hususunu ilave etmişti. Millet Herakleios'un her iki ve o vakte kadar müşterek hükümdarı olan oğlunu hükümdarları olarak istekle kabul etti; buna mukabil umumi efkar Martina'nın hakimiyete iştirakini arzu etmiyordu. Martina çekilmeye mecbur oldu fakat oyunu kaybettiğini de kabul etmedi. Hükümdar hanedanın iki kolu arasındaki anlaşmazlık gözle görülür şekilde büyüdü: Biri Konstantinos, diğeri Martina ve Heraklonas'ı tutan iki parti birbirine düşmanca vaziyet almıştı. III. Konstantinos'un taraftarları hiç şüphesiz daha kuvvetliydiler fakat hükümdar ağır bir hastalıkla maluldü ve daha aynı yıl içinde, hükümete geçişinin üçüncü ayında 25 Mayıs tarihinde öldü.

Şimdi hakimiyet yalnızca genç Heraklonas'a kalmıştı. Hükümetin dizginlerini Martina eline aldı.

Başlangıçtan itibaren Martina ve Heraklonas'ın başları üzerinde karanlık bulutlar toplanmıştı. III. Konstantinos'un zamansız ölümü Martina ve Pyrrhos tarafından zehirlenmesine atfolunmakta olup, taht da bunun küçük oğu için talep ediliyordu. III. Konstantinos'un taraftarlarından Ermeni Valentinos Arsakidos (Arşakuni)Anadolu birliklerini Martina ve Heraklonas aleyhine tahrik ederek bunların başında olduğu halde Kadıköy'e geldi. Yapılan baskıya boyun eğen Heraklonas'ın III. Konstantinos'un oğlunu müşterek hükümdar olarak taçlandırmasına rağmen 641 Eylül'ün sonunda hükümet darbesi yapıldı. Senato kararı üzerine Martina ve Heraklonas azlolundular ve bu husus Martina'nın dili, Heraklonas'ın burnu kesilerek tahtim olundu. Ana oğul Rodos'a sürüldüler; o zamana kadar Ayasofya'nın "oikonomos"u olan Pavlos patriklik tahtına çıkarken, patrik Pyrrhus da eski hükümdarlar gibi sürgüne gitmek zorunda kaldı.

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.104-105-106)



Yorumlar

Popüler Yayınlar