III. Konstantinos (Herakleios Neos Konstantinos)

Bizans Devleti'nin Grekleşmesi hükümdar unvanlarında da önemli bir değişikliğe ve hissedilir bir basitleşmeye sebep oldu. Herakleios karmaşık latince imparatorluk unvanlarını kullanmaktan feragat ederek halkın benimsemiş olduğu grekçe "basileus" unvanını aldı. Aynı unvanı Herakleios, oğlu ve müşterek hükümdarı olan Herakleios Neos Konstantinos'a ve sonraları da ikinci oğlu Heraklonas'a verdi. 

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.99-100)

Herakleios'un aile hayatı da acıklı bir şekilde gelişti. Taç giydiği gün Fabia-Eudokia ile evlenmiş ve bundan bir kızı ve bir oğlu, Herakleios Neos Konstantinos doğmuştu. Fabia- Eudokia saralı olup oğlunun doğumundan birkaç ay sonra vefat etti (612). 

İlk oğlu Konstantinos'un imparatorluk hakkını elinden almaksızın Martina'nın çocuklarına hükümdarlığa iştirak sağlamak gayretiyle Herakleios, devleti iki en yaşlı oğluna bırakmıştı. Büyük yaş farkına rağmen bu iki yarı kardeş Herakleios'un vasiyeti mucibince aynı hakka sahip hükümdarlar olarak devleti beraberce idare edeceklerdi. Bizzat Martina'ya da devlet işlerinde bir nüfuz sağlayabilmek için Herakleios vasiyetnamesine onun her iki imparator tarafından da "anne ve imparatoriçe" addedilmesi hususunu ilave etmişti. Millet Herakleios'un her iki ve o vakte kadar müşterek hükümdarı olan oğlunu hükümdarları olarak istekle kabul etti; buna mukabil umumi efkar Martina'nın hakimiyete iştirakini arzu etmiyordu. Martina çekilmeye mecbur oldu fakat oyunu kaybettiğini de kabul etmedi. Hükümdar hanedanın iki kolu arasındaki anlaşmazlık gözle görülür şekilde büyüdü: Biri Konstantinos, diğeri Martina ve Heraklonas'ı tutan iki parti birbirine düşmanca vaziyet almıştı. III. Konstantinos'un taraftarları hiç şüphesiz daha kuvvetliydiler fakat hükümdar ağır bir hastalıkla maluldü ve daha aynı yıl içinde, hükümete geçişinin üçüncü ayında 25 Mayıs tarihinde öldü.

(Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, çev. Fikret Işıltan, Ankara, s.104-105)





Yorumlar

Popüler Yayınlar