Ertuğrul Osman Osmanoğlu

Osmanlı tahtının varisi Şehzade Osman Ertuğrul Efendi, bugün New York'ta sakin bir emeklilik hayatı sürüyor. Türkiye'de son birkaç haftadır yaşananlardan o da bir hayli memnun. ‘‘Ecdad emanetlerine gösterilen alâka hepimizi duygulandırdı. Bütün bunların Türkiye'nin menfaatlerine hayırlı olmasını temenniden başka bir söz etmeyeceğim’’ diyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda taht ‘‘hanedan reisinin’’, yani Osmanoğlu ailesinin en büyük şehzadesinin hakkıydı.

Uzun yıllar devam eden başarılı bir iş hayatından sonra Eşi Prenses Zeynep Osman'la beraber bugün New York'ta emekliliğini yaşayan ‘‘hanedan reisi’’ ‘‘Şehzade’’ Osman Ertuğrul Efendi, imparatorluk devam etseydi şimdi ‘‘Sultan Dördüncü Osman’’ veya ‘‘Birinci Ertuğrul’’ unvanıyla tahtta oturacaktı.

Sultan Abdülhamid'in Paris'te satılan mühürleri Türkiye gündemine gelince New York'u, hanedanın reisi Osman Ertuğrul Efendi'yi aradım. Abdülhamid'in torunu, yani hükümdarın en sevdiği oğlu Şehzade Burhaneddin Efendi'nin çocuğuydu ve büyükbabasının mühürleri konusunda Türkiye'de yaşanan herşeyden haberdardı. ‘‘Cumhuriyet hükümetinin ecdad emanetlerine gösterdiği alâka ve hükümetin bir sayın bakanının ağzından Türk tarihi hususunda ifade edilen iyi niyet hepimizi duygulandırdı’’ dedi. Geçmişte her devirde bazı hatalar olduğunu ama tarihle barışma yolunda atılan son adımların hem Türkiye, hem de tarih açısından memnunluk verici olduğunu söyledi.

İşte, hanedan reisi Osman Ertuğrul Efendi'nin telefonla görüşmemiz sırasında söylediklerinden bazıları:

‘‘Hanzade Sultan, ailemizin çok kıymetli bir mensubuydu. İki hafta önce İstanbul'da yapılan cenaze merasimine hükümetin bir bakanının çelenk göndererek taziyede bulunmuş olmasını şükranla karşıladık. Aile olarak, bu şekilde nazik bir jestle 74 seneden beri ilk defa karşılaşıyorduk. Hükümet, bunun hemen akabinde büyükbabam Sultan Abdülhamid'e ait mühürlerin memlekete yeniden kazandırılması hususunda teşebbüste bulundu. Mühürler gerçi devlet tarafından satın alınamadı ama, yapılan teşebbüs Osmanoğlu ailesi olarak hepimizi sevindirdi. Sonra, bunların kıymetli bir işadamımız tarafından satın alındığını ve Topkapı Sarayı'na bağışlanacağını memnuniyetle öğrendim.

Geçmişte karşılıklı bazı hatalar yapılmıştı ama ben her millet gibi Türk milletinin de tarihinin tamamına sahip çıkacağına emindim. Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı'nın tarihimizi değerlendirirken ‘‘Reddeden değil uzlaşan ve barışan bir seviyeye gelmiş olmamızı’’ söylemesi bu kanaatimi güçlendirdi. Ecdad emanetlerine gösterilen alâka hepimizi duygulandırdı. Seneler sonra yaşanan bu yumuşamanın Türkiye'nin menfaatlerine hayırlı olmasını temenniden ve teşekkürden başka bir söz etmeyeceğim...’’

(Murat Bardakçı, 12 Nisan 1998, Hürriyet)




Yorumlar

Popüler Yayınlar