Atina Antlaşması (1913)

Yunanistan ile imzalanan 1913 Atina Antlaşması, Müslümanlara tanınan azınlık hakları açısından oldukça önemliydi. Müslümanlar tarafından seçilecek olan müftülerin (İslam hukukçuları) ve baş müftülerin yetkisi, dini meseleleri denetlemek ve dini vakıfların yönetimiyle sınırlı kalmayacak, Müslüman evlilikleri, miras, nafaka ve vesayet ataması ile ilgili konuları da kapsayacaktı. 1913 antlaşmasına eklenen üç protokolden üçüncüsü, Müslümanlara önemli azınlık hakları tanıdı. Baş müftü ve diğer müftülerin Yunan kamu görevlilerine verilen hak ve görevleri üstlenmelerine izin verdi. Müslüman özel okullarındaki eğitim devlet programını izleyecekti ancak Türkçe olarak yürütülecekti, ancak Yunanca da gerekli olacaktı. Müslüman topluluklar da tüzel kişilik olarak tanındı. Protokolün en önemli yönü, yalnızca Yunanistan'a devredilen topraklarda geçerli olan 1913 antlaşmasında verilen hakların, 1913'ten sonra edinilebilen topraklar da dahil olmak üzere tüm Yunan topraklarına genişletilmesiydi.

(Baskın Oran, Minorities and Minority Rights in Turkey: From the Ottoman Empire to the Present State, trans. by. John William Day, Boulder: Lynne Rienner Publishers, 2021, s.23)

Yorumlar

Popüler Yayınlar