Nikolaos Galatis

Filiki Eterya büyük idealler ile kurulmuş olan bir dernek idi. Dernek bu ideallerine ulaşabilmek için büyük bir askerî ve malî yardım ile güçlü ve etkili bir lidere ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyaçlar göz önüne alındığında lider olarak ilk akla gelen isim Ioannis Kapodistrias idi. Kapodistrias Korfu’da doğmuş, Napolyon Savaşları sırasında Yunan Adaları’ndaki Rus idaresinde görev almıştı. 1809 yılında Rus hizmetine girdikten sonra bürokrasinin basamaklarını çok hızlı bir şekilde çıkarak Çar’ın güvenini kazanmıştı. Aslen Yunanlı olan Kapodistrias, Rusya’nın dışişleri bakanlığını yürütüyordu. 1817 yılında S.t Petersburg’a gelen ve Filiki Eterya’nın bir üyesi olan Nikoloas Galatis kendisine cemiyetin başkanlığını teklif etti. Ancak Kapodistrias bu teklifi Rus Çarı’nın özel hizmetinde bulunduğunu söyleyerek reddetti.

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 104)

Aslında Osmanlı yetkilileri Yunanlıların Kalavrita ve çevresindeki isyan hareketlerinden önce, bölgedeki Filiki Eterya’nın hazırlıklarından haberdar olmuştu. Ancak herhangi bir önlem alınmamıştı. Osmanlı Devleti’nin isyan hazırlıklarını duyması ve tedbir almayışı ise şu şekilde oldu: Filiki Eterya, Odessa kentinde kurulduktan kısa bir süre sonra birçok üyeye sahip olmuştu. Bu üyeler arasında en çok dikkati çeken isimlerden biri Nikolas Galatis adında Yunan bir tüccardı. Galatis, o dönemde Rus dışişleri bakanlığı yapan Kapodistrias’ın yakın arkadaşıydı. Galatis bu yakınlığına da güvenerek Filiki Eterya’nın isyan planlarını özgürce Moskova’da konuşmaya başlayınca Filiki Eterya’nın faaliyetleri herkes tarafından duyuldu. Çar bu dedikodular üzerine Galatis’i tutuklattı. Galatis’in tutuklanması ile birlikte Filiki Eterya hakkında birçok doküman da ortaya çıktı. Bu durumdan haberdar olan Moskova’daki İngiliz elçisi de yaşananları İngiltere’ye rapor etti. Bunun üzerine harekete geçen İngiliz hükümeti İstanbul’daki elçisi vasıtasıyla Filiki Eterya’nın Mora’da bir isyan hazırlığında olduğunu Bâb-ı âlî bildirdi. Bâb-ı âlî bu konunun araştırılması için Divanhâne tercümanı Nikola Maruzi’yi Mora'ya gönderdi. Ancak Nikola, Filiki Eterya’nın bir üyesi idi. Nikola; Mora'ya ulaşınca isyancılara isyandan vazgeçmeleri konusunda nasihat etmek yerine, bir an önce isyanı başlatmaları için onlara teşvikte bulundu. İstanbul'a döndüğünde de Mora hakkında yazdığı raporunda Osmanlı devletinin Mora Hristiyanlarından her şekilde emin olması gerektiğini belirtti. Bâb-ı âlî de bu rapor mucibince Mora' ya asker sevkinden vazgeçti.

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 144)



Yorumlar

Popüler Yayınlar