V. Gregorios (Patrik)
Yunanlı aydınlar Avrupa Uygarlığı’nda yeniden etkili rol oynamak amacıyla Fransa’daki devrimcileri örnek aldılar. Fransız devrimcileri feodal aristokrasiyi ve kilise kurumlarını yıkmışlardı. Onlar da Fransa Kralı ve feodal Fransız aristokratları yerine eski Bizans’ın devamı olarak gördükleri Osmanlı Devleti’ne, Katolik Kilisesi’nin yerine de Fener Patrikhanesi’ne karşı çıktılar. Bizans’ı ve Osmanlı Devleti’ni, tüm kötülüklerin kaynağı olan dine dayalı tutucu ve gerici devletler olmakla suçladılar. Patrikhaneyi köhnemiş, baskıcı ve yabancı bir düzenin temsilcisi olarak nitelediler. Osmanlı yönetimini, Fener Patrikhanesi’ni, İstanbul Rumlarını ve Avrupa kraliyet yönetimlerini “tutucu ve gerici monarjist güçler” olarak adlandırdılar. Buna karşılık Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı güçler Bizans’ın ve Hristiyan geleneğinin savunuculuğunu üstlenmişlerdi. Bu mücadeleye Ortodoks kilisesinin Patrik V. Gregorios zamanında (1819), Yunanistan’da doğan bebeklerin Antik Yunan isimleri alarak vaftiz edilmelerini yasaklaması örnek olarak verilebilir.
(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 80)
Aleksandr isyanın nerede başlamasına karar verdikten sonra Yunanlıları kendi bayrağı altında toplamak için hemen harekete geçti ve 8.10.1820 tarihinde Yunan ileri gelenlerinin her sınıfına hitaben bir beyanname hazırladı. İpsilantis, bu beyannameyi Akdeniz’de ve adalarda yayınlaması için Dimitri Temli isminde bir Yunanlı’yı görevlendirdi. Dimitri Temli İstanbul’a geldiğinde ortodoks Patrik’i Gregorios ile görüşerek kendisinden Akdeniz adaları ve sahillerindeki Yunanlıların ileri gelenlerine hitaben bir tavsiye mektubu aldı.
Patrik Gregoryus’un mektubunun metni şöyleydi:
“ İlahi merhamet Nazarının nâili Gregoryus, Akdeniz Adalarında oturan Hristiyan milletini mezhep riyasetinde bulunan ve işbu Patriklik makamının mektubuna rastlayıp rûhani işlerde müteşârik ve ihvânımız olan ruhâniyetli metropolitler ve hürmetli başpiskopos ve episkoposlar ve riayetli kocabaşı ve millet mu’teberleri! Allah’ın himayesine nâ’iliyetimiz hulâsa-i dev’âtımız olduǧu ifadesinden sonra ma’lûm ola ki, mektubumuzun hamili nezaketli Dimitri Temli Cenâbları kendine müte’allik ba’zı meblaǧlar istihsali hususu için memleketinize hareket edeceǧinden ve ilahi himayenin altında bulunan “rif’at’li” nin taraflarınıza olan mektubundan maslahatı, etrâfiyle ma’lumunuz olacaǧından ve mezkur Temli, cümlenin itimadını kazanmış asdâkatkâr ve etvâri mücerreb ve hürmete layık ve sezâvar bir zât olduǧundan biz iş bu rakam (yazı)nın sahibi, sizlere kalbden teşvik ve terǧib ederiz ki, bi- mennihi Te’ala o tarafa vardıǧında gücünüz yettiǧi mertebe hakkında hürmet ve ri’ayet ve olacak teşebbüslerin hûsûlüne elinizden geldiǧi derece bezl-i gayret ve uûrumun faydalarını celb ve da’vet edici bir fi’lin icrâsına himmet eyliyesiz; çünki kişi, her ne ekerse, onu biçer. Tevfik’i ilahî cümlenize refik olsun.”
(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikasıa ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 124)
Boğdan’da başlayan isyana karşı İstanbul Patriği’de bir aforozname yayınlayarak metropolitlere gönderdi. Patrik; aforoznamesinde, ortodoks din görevlilerine seslenerek, Aleksandr İpsilanti’nin yayınladığı kâğıtlara itibar edilmemesini ve ona destek verilmemesini istedi. Ayrıca bu aforoznamenin bütün Hristiyanlara duyurularak, gerekli önlemlerin alınmasını ve Osmanlı Devleti’ne sadık kalınmasını tenbîh ve nasihât etti. Patrik Gregoryos’un yayınladığı bu aforozname, o sırada İstanbul’da bulunan Kudüs-ü Şerif Rum Patriği ve mevcut olan diğer bütün metropolitler tarafından da tasdik edildi.
İstanbul Rum Patriği olan V. Gregoryos; Yunan isyanı başladığında bir aforozname yayınlayarak, Filiki Eterya üyelerinin yapmış oldukları yeminlerin batıl olduğunu ve üyelikten çekilmeyerek devlete karşı savaşa devam edeceklerin lanet altında kalacağını ilan etti. Ancak Patrik’in bu teşebbüsünün, isyancıların üzerinde etkili olamamasının yanında Yunan İsyanı’nda kilisenin büyük bir payının olması, Patrik V. Gregoryos hakkındaki şüpheleri arttırdı. Bu dönemde çıkan fermanlar doğrultusunda, İstanbul’daki Ortodoks halkın tek tek Patrikhane’ye götürülüp kefile bağlanması ve deftere kaydedilmesi dikkat çekmiş; bu hareketlilik, Patrik’in Ortodoks halkı örgütleyerek, isyana destek olmak istediği şeklindeki söylentilere sebep olmuştu. Ayrıca Fatih kanunnamelerine göre; Patrik’in kendisine sağlanan dinsel özgürlüğe karşı Ortodoks cemaatin Osmanlı Devleti’ne bağlılığını sağlaması gerekli idi. Ancak Patrik V. Gregoryos bunu başaramadığı gibi; Patrikhane’de yapılan incelemelerde Patrik’in Moralı isyancılar ile haberleştiği de ortaya çıkmıştı.
Adnan Sofuoğlu yazmış olduğu “Fener Patrikhanesi ve Türkiye” adlı eserinde Ortodoks Patriği Gregoryos’un Yunan isyanı ile ilişkisinin olduğunu şöyle anlatmaktadır; “Mora isyanının alevlendiği günlerde Rus idaresine giren Kınm'dan gelen Yunus Bey, Sadrazam Benderli Ali Paşa’ya Rusya’nın Ruslaştırma tesislerinden ayrı olarak kiliseler de yaptırdığını ve bu kiliselere İstanbul Patrikhanesinin yetiştirdiği “güvenilir papazlar”ın tayin edildiğini anlattı. Filiki Eterya’nın Rus sarayını elde ettiğini, Petersburg’un ileri gelenlerinin bu dernekle ilgili olduklarını da sözlerine ilave etti. Ayrıca Megali İdea planının Patrik Gregoryos tarafından hazırlandığını ifade etmiş ve bunlarla ilgili belgeler de getirmişti. Bu belgeler yukanda da belirttiğimiz gibi Yunan isyanının asıl hazırlayıcısının Filiki Eterya Cemiyeti’nin merkezi İstanbul'daki Ortodoks patrikhanesi, dolayısıyla Patrik Gregoryos olduğunu ortaya koymaktaydı. Patrikhanedeki bu arama sonucu; Moralı asi kaptanlara yazılan mektuplar, İstanbul'daki hazırlıklar için verilen bilgiler, Dışişleri Bakanı’nın maiyyetinde çalışan Fenerli beylerden alınan devletin gizli hazırlıkları; İngiliz ve Fransız elçiliklerinden edinilen bilgiler, özellikle Rusya'daki hazırlık safhaları, Odesa'daki Filiki Eterya merkezinden gönderilen silahlar, Dünya Ortodoksluk âlemine hitaben yazılan yardım beyannameleri, yardımlara ait makbuzlar gibi bel- geler ele geçirildi. Bu durum Patrikhane’nin isyandaki rolünü açıkça ortaya koyuyordu.
Bu gelişmelerin ardından Osmanlı devlet adamları, Rum cemaati ile görüşerek Pisidye Metropolidi Oyenos’u yeni Patrik olarak atadı ve Patrik V. Gregoryos’un idamına karar verdi. Osmanlı devlet adamları bu idam kararı ile isyancıların gözünü korkutup, isyanı bir an önce bitirmeyi düşünmüştü. Bu kararın bildirilmesi için sadrazam Benderli Ali Paşa bir irade ile Patrik Gregoryos’u Bâb-ı âlî’ye çağırdı. Benderli Ali Paşa Gregoryos’a “Senin bu fesaddan önceden haberin yok mu idi ki saklayıp söylemedin” diye sorduğunda Patrik haberi olmadığını söyledi. Bunun üzerine sinirlenen Benderli Ali Paşa tekrar söze başlayarak “Ya! Bir fahişe avratın yaptıǧı zinaya kadar haberiniz olduǧu halde, böyle milletçe büyük bir fitne fesaddan cahilce haberim yoktu demekle, inandırabilir misiniz” diye ısrarla suçlayınca söz alan Gregoryos “Devletli Efendim bendeniz doksan yaşını geçmiş şuursuz bir ihtiyarım. Eǧer bilirse on ikiler bilir” diyerek cevap verdi. Sıradan papazların ve kocabaşıların bildiği bu olayı bir Patrik’in bilmemesinin olanaksız olduğunu belirten Sadrazam Benderli Ali Paşa, Patrik’in cevaplarını kabul etmedi. Gregoryos Patrikhane’ye götürülerek yaftası göğsüne takıldı ve kethüdası ile birlikte Paskalya gününde (22 Nisan 1821) Patrikhane’nin orta kapısına götürülerek, resmî kıyafetleriyle idam edildi. Gregoryos’un idamından sonra Tarabya, İzmit, Edremit, Kayseri metropolitleri de idam edildi. Patrik’in cesedi ipte üç gün asılı kaldıktan sonra İstanbul’daki Yahudi ayaktakımına verildi. Ceset Yahudiler tarafından Haliç’in dar sokaklarında sürüklenerek denize atıldı. Patrik’in idamı Osmanlı devlet adamlarınca beklenen sonuçları doğurmamıştı. İsyancılar üzerinde bir korku yaratmadığı gibi, Avrupalı devletlerin de Osmanlı’ya karşı sert tepkilerine sebep oldu.
(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikasıa ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 167-169-170-171)
Yorumlar
Yorum Gönder