Adamantios Korais

Aydınlanma düşüncesi ile birlikte Yunanlar arasında en çok tartışılan konu köken meselesiydi. Cumhuriyetçi Yunan aydınları, Aydınlanma döneminin düşüncelerinin ve hümanizminin etkisi altında, evrensel bir uygarlığı yaşama geçirmenin ve onun içinde yer almanın peşindeydiler. Antik Yunan Medeniyeti’nin Avrupa Uygarlığı’nın temel dayanaklarından biri olduğunu savunuyor ve Avrupa’da yeniden böyle bir rol oynamayı en önemli görevleri olarak görüyorlardı. Bu görevi üstlenirken kendi aralarında yeni kimliklerini adlandırmada güçlükler yaşadılar. Bir kısmı Antik Yunanlılar gibi, Helen tanımını kullanmayı yeğledi. Regas ise kendini Rum olarak görüyordu. Ancak Yunan aydınlanmasının diğer önemli liderlerinden Koreas, Yunan ulusunun geleceğinin Doğu’da, Bizans geçmişinde olmadığını; Avrupa devrimini ve Aydınlanma fikirlerini özümsemesine bağlı olduğunu söylüyordu. “Ya Batılıların bize dedikleri gibi Grek tanımını kullanalım, ya da Helen diyelim. Ama asla Romios demeyelim” diyordu. 

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 80)

Yunan aydınlanmasında lider olarak ifade edeceğimiz diğer isim ise Adamantios Koreas idi. (1748-1833) Koreas İzmir’de doğmuş ancak yaşamının büyük bir bölümünü Paris’te geçirmişti. Koreas Paris’te Fransız İhtilali’ne şahit olmuş ve ihtilalin fikirlerini yakından tanıma fırsatı bulmuştu. Paris’te kaldığı süre içerisinde klasik yapıtları inceleyen bir bilim adamı olarak sağlam bir yer edinmişti. Koreas, Antik Yunan yazarlarının kitaplarını Yunan okuyucularına yönelik olarak düzenlemeyi başarmış ve bir saygınlık kazanmıştı. 

Koreas 1798 yılında İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesinin bastığı “Pederler Öǧretisi” adlı esere karşı hemen “Kardeşlik Öǧretisi” adlı eserini kaleme aldı. Patrikhane’nin bastırdığı bu anonim eser, 96 sayfalık bir risale idi. Risalede “Allahsız Fransızları (dinsel) saygısızlıǧa düşüren nedenler” incelenmekte “fanatik bir şekilde savunmuş oldukları laik özgürlük sistemleri ve eşitlik ilkeleri” eleştirilmekteydi. Koreas ise halk ayaklanmalarını durdurmaya yönelik olan bu risaleye karşı yazdığı Kardeşlik Öğretisi’nde kısaca şu fikirleri savunmaktaydı: “Osmanlı Yönetimi çok kötüdür, çaǧ dışıdır. Grekler özgürlüǧe kavuşmalıdır; zaten uygar ülkelerde cumhuriyet eski koku mu kralları devirmektedir. Pederler Öǧretisi adlı risalenin yazarı çıkarlarını Türklerin çıkarları ile bir saymaktadır. Türklere köle olmaktan rahatsız olmamaktadır. Hristiyanlık aslında insanların eşit olmasını isteyen bir dindir.”

Koreas, Kardeşler Öğretisi’ni yayımladıktan bir yıl sonra Napolyon’un Mısır Seferi sırasında, Napolyon’un esir halklara kurtuluşlarını vereceğini düşünerek, Savaş Şarkısı adlı eserini yayımladı. Bu şiir Kardeşlik Öğretisi’nde gördüğümüz anlayışının tekrarı idi. “Müslümanlar”, “Türkler”, tiranlık, kamçı, falaka kıyasıya kötüleniyor; vatan, özgürlük, Helas, ünlü Antik Yunanlılar yüceltiliyor; kölelik, esaret, zorbalık, yoksulluk, cehalet kınanıyor; yurttaşlar ulusal ayaklanmaya çağrılıyordu. Koreas bundan sonra da çalışmalarına devam ederek 1801 yılında Savaş Borusu adlı şiirini yayımladı. Bu şiirde Yunanlıları ayaklanmaya çağıran bir eserdi. Koreas, 1803 yılnda Paris’te Fransızca olarak çok yanlı ve derinlemesine bir çalışma ürünü olan “Memoire sur l’etat actuel de la civilisation dans la Grece” adlı konuşmasını yaptı. 1805 yılında Yunanlıların Ruslara, İngilizlere ve Fransızlara karşı nasıl bir tutum takınmaları gerektiğini anlatan “Grekler Ne Yapmalı” adlı eserini yazdı. Aynı yıl Zoima kardeşlerinin ekonomik desteğiyle 17 ciltlik Helen Kütüphanesi’ni yayımladı. Antik Yunan ile ilgili olan bu çalışmanın amacı Yunanlılara zaferlerle dolu bir geçmişleri olduğunu hatırlatmaktı. Bunun yanında yayımlanmamış bir Yunanca/Fransızca sözlük ve çağdaş bir Yunanca dilbilgisi de hazırladı.
Koreas zamanındaki Yunancayı eleştiriyor, çağdaş yazı dilinin mümkün olduğunca klasik gramere ve kelime dağarcığına yakın olması gerektiğini savunuyordu. Aynı zamanda yüzyıllar boyunca gündelik konuşma dilinin parçası olan İtalyanca, Slavca ve Türkçe kelimelerin atılmasından yanaydı. Zihnindeki bu fikirlerle Katharevousa adı verilen bir dil ortaya çıkardı. Bu dil gelecekte Yunan Devleti’nde hükümet ve resmi işlerinde resmi dil olarak kabul edilecekti.

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 84-85)

Filiki Eterya’dan önce Yunanlılara özgürlük fikrini aşılamak amacıyla kurulan ilk dernek Velestinli Regas’ın 1796 yılında kurmaya çalıştığı dernek idi. Ancak Avusturya polisinin 1797 yılında Regas'ı tutuklaması ve Osmanlı yetkililerine teslim etmesi üzerine bu dernek amacına ulaşamamıştı. Başarıya ulaşamayan bu ilk dernek teşebbüsünden sonra 1800'lerin başında, aralarında şair Adamantios Koreas’ın da bulunduğu, ancak üye sayısı kesin olarak bilinmeyen Athena adında bir başka örgüt kuruldu. 

(Hasan Demirhan, İngiltere'nin Balkan Politikası ve Yunanistan, Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, Edirne, s. 99)



Yorumlar

Popüler Yayınlar