Dellakname-i Dilkûşa (Gönüller Açan Dellaklar)

 Üstüste ödüller alan "Hamam (Film)", hafta içinde ben de seyrettim... Sonra, TV'lerin haber saatlerinde ‘‘Bizim hamamlarımızda böyle şeyler olmaz’’ diyen hamam sahiplerini dinledim ve bu hamam muhabbeti, bana kitaplığımdaki çok ilginç bir el yazmasını hatırlattı: 1686'da kaleme alınan, bildiğim kadarıyla tek nüshası bende olan, o zamanın ünlü dellâklarından sözeden ve kısaca ‘‘Dellâknâme’’ denen ‘‘Dellâknâme-i Dilgüşâ’’yı; yani ‘‘Gönüller Açan Dellâklar Kitabı’’nı...

Kitabın içindekiler kadar geçmişi de bir hayli ilginç... Dellâkname'yi 1903'te Taif mutasarrıflığı yapan meşhur felsefeci Mehmed Ali Ayni Bey, Şeyh Yasin el Rûmi adında bir zenginin evinde görür... Şeyh Yasin, yeniçeri İbrahim Çavuş'un torunudur ve Dellâkname'yi Mısır'da yapılan bir kitap mezatından satın almıştır... Mehmed Ali Aynî Bey Taif'teyken elyazmasını oturur baştan sona kopya eder, İstanbul'a getirir ve kitap döner dolaşır, sonunda benim kütüphaneme girer...

Dellâkname'nin yazarı, o devrin ‘‘hamamcılar kethudası’’ olan Derviş İsmail... İstanbul hamamlarının sadece keselenip sabunlanmaya ve kir atmaya yaramadığını, buralarda ‘‘başka işlerin’’ de yapıldığını yazıyor... Sonra, İstanbul'da 408 hamamın ve 2 bin 321 dellâkın varolduğunu anlatıp dönemin en meşhur 11 dellâkının, Yemenici Bâlî, Sipahi Mustafa Bey, Kız Softa, Seyis Ali, Kalyoncu Süleyman, Kınalıkuzu Firuz, Peremeci Benli Kara Davud, Altınbaş İskender, Keşmir Mustafa, Hamleci İbrahim ve Karanfil Hasan'ın öyküsünü veriyor... Dellâkların bu ‘‘işleri’’ hamamın neresinde ve ne şekilde yaptıklarını, kurna başında ve camekânlı odada nasıl ‘‘döşek yoldaşlığı’’ ettiklerini söylüyor, hatta fiyatlarının bile bir listesini veriyor...

Derviş İsmail sözünü ettiği işlerin nasıl yapıldığını bütün ayrıntılarıyla yazmış ama yazdıklarını nakletmeme bugünün yasaları engel... ‘‘Gönüller Açan Dellâklar Kitabı’’nın sadece varlığından bahsedip dellâkların isimleri dışında hiç bir sayfasını aktaramamamın sebebi de bugünün bu yasakları...

‘‘Gönüller Açan Dellâklar Kitabı’’nda bazı dellâkların ‘‘keseleme dışında kalan’’ işlerden aldıkları ücretler de var... O zamanın kuruşu veya akçesi cinsinden yazılı olan ücretleri bugünün parasına çevirmek isteyenler için basit bir ipucu: 17. yüzyıl sonlarında bir altın yaklaşık 200 kuruş ediyor...

İşte, Hamamcılar Kethüdası Derviş İsmail'in kaleme aldığı kitapta isimleri geçen bazı dellâklar ve ücretleri:

Yemenici Bâlî: 70 akçe kendisi, 20 akçe ortağı için toplam 90 akçe. Gece sabaha kadar kalma ücreti, 300 akçe.

Kız Softa: 100 akçe kendisi, 20 akçe ortağı için toplam 120 akçe. Gece sabaha kadar kalma ücreti, iki altın.

Kalyoncu Süleyman: 100 akçe. Gece sabaha kadar kalma ücreti, 450 akçe.

Altınbaş İskender: 90 kuruş kendisi, 20 kuruş ortağı için toplam 110 akçe. Gece sabaha kadar kalma ücreti 200 kuruş; ortağının hissesi 100 kuruş ve her ‘‘ekstra’’ için 250 kuruş.

Hamleci İbrahim: 200 kuruş. Gece sabaha kadar kalma ücreti 1000 kuruş, ‘‘Ekstra’’ başına 250 kuruş.

Keşmir Mustafa: Belli bir fiyatı yok. ‘‘Müşterinin mürüvvetinin ölçüsü olmaz’’ diyor ve ne verilirse kabul ediyor.

(Murat Bardakçı, 9 Kasım 1997, Hürriyet)




Yorumlar

Popüler Yayınlar