Avni Anıl
Kültür Bakanı İstemihan Talay'a, geçenlerde 17 imzalı bir şikâyet mektubu gitti... Mektup Edirne'den yollanmıştı ve altında Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu'ndaki sanatçıların imzaları vardı...
Şefleri Ayhan Sarı'dan yakınıyorlardı ve made madde sıraladıkları şikâyet konuları oldukça vahimdi... Meselâ şefin kendisini ayakta karşılamayan sanatçıları izinsiz bıraktığını, koro mensuplarını içkili yerlerde çalmaya zorladığını, topluluğu bakanlık onayı almadan Edirne dışında ‘‘işe’’ götürdüğünü söylüyor; hemen her gün ‘‘Alt tarafı tek sesli müzik yapıyorsunuz... Bu da iş mi? Sizin gibi küçük beyinliler bunları anlayamaz’’ gibisinden hakaretler işittiklerini yazıyorlardı...
Edirne Devlet Korosu'nda sanat yerine azap vardı artık...
Derken, bir başka gariplik yaşandı...
Mektup Ankara'ya gitti ve cevabı birkaç gün sonra geldi: Ama Ankara'dan ve Kültür Bakanı'ndan değil hiç alâkasız bir yerden, İzmir'den, besteci Avni Anıl'dan...
Bir yerel gazetede, ‘‘Küllü Dumanlı’’ bir köşede, ‘‘Olmadı çocuklar... Hiç olmadı’’ diyordu Avni Bey... Koro mensuplarının, şeflerini bakana şikâyete kalkışması ne cür'etti!.. Bu iş apaçık ‘‘isyan’’dı; çalışma şartlarını beğenmeyenler gidebilirlerdi, zira ‘‘yetenekli ve bilgili’’ başka gençler sırada beklemedeydi...
Geçmişin meşhur bestekârı Avni Anıl'ın ifadeleri bir hayli şaşırttı beni... ‘‘Bir zamanlar ‘‘hak’’, özellikle de ‘‘telif hakkı’’ adına mücadeleler veren, bu hakkı alabilmek için ardarda beste boykotları organize eden Avni Bey nasıl olur da müzisyenin yanında olmaz?’’ diye merak ettim, sorup soruşturdum ve esbâbını öğrendim: Koronun şefi Ayhan Sarı, Avni Bey'i birkaç defa Edirne'ye davet etmiş, adına konserler vermiş, üstüne üstlük topluluğun prova yaptığı yerin kapısına, üzerinde ‘‘Avni Anıl Salonu’’ yazılı bir de plaket çakıvermişti... Birilerine vicdan borcu hisseden eski besteciler, bakan sözcülüğüne soyunuyorlardı...
Yorumlar
Yorum Gönder